Çeviren: Emre Can Ölmez
Düzenleme: Mehmet Güder
İlk bölümde Barenziah’in, babası Yüce İmparator Tiber Septim’e karsı çıkıp Rüzgartepe’ye yıkım getirinceye kadar, Mournhold krallığının varisi olduğunu anlattık. İmparatorun iyilikseverliği sayesinde Barenziah, ailesiyle birlikte yok olmaktan kurtuldu fakat sadık bir imparatorluk hizmetkarı olan Karafundalık Mevkibeyi Sven’in yanına verildi. Güzel ve saygılı olarak büyüdü, koruyucularına da güveniyordu. Ancak bu güven, Kont Sven’in ahırında çalışan bir yetim erkek çocuğu tarafından istismar edildi. Barenziah, on altı yaşına girdiği zaman Karafundalık’tan birlikte kaçtılar. Yolda ki birçok maceradan sonra Rüzgartepe sınırındaki Skyrim şehri, Vadikent’te soluklandılar.
Ahırda çalışan çocuk, Straw, tamamen kötü kalpli değildi. Barenziah’ı sevmişti ve onun da kendisini sevmesini sağlamak için düşünebildiği tek şey onu kandırmaktı. Barenziah, Straw için sadece arkadaşlık duygusu besliyordu; fakat Straw, Barenziah’in düşüncesini değiştirmeye kararlıydı. Küçük bir çiftlik alıp, içinde mutlu mesut yaşamayı hayal ediyordu; fakat şu anda ki geliri onları ancak doyuruyor, barınmalarına ucu ucuna yetiyordu.
Kısa bir süre zarfında Straw, Therris adında hain bir Khajiit hırsızdan, şehrin merkezinde oturan imparatorluk Komutanı’nın evine girmesi için teklif aldı. Therris ona, evde bulacakları her bilginin kendilerine, imparatorluk hainlerinden iyi bir para getireceğini söyledi. Barenziah bu plana kulak misafiri olduğunda dehşete düştü. Odadaki eşyalarını toplayıp, Vadikent sokaklarında çaresizlik içinde dolaştı; İmparatorluğa olan sadakati ile arkadaşı arasında kalmıştı.
Sonunda sadakati baskın çıktı ve Komutan’ ın evine gitti; kendisini ve arkadaşlarının planlarını anlatıp uyardı. Komutan, Barenziah’in öyküsünü dinledi, küçük kızın cesaretine hayran kalmıştı. Ona hiçbir zarar gelmeyeceğine dair söz verdi. Aslında O, General Symmachus’tan başkası değildi, Barenziah’i kaybolduğundan beri aramaktaydı ve Vadikent’e daha yeni gelmişti. Onu gözetimi altına aldı, ne de olsa on sekiz yaşında Mournhold tahtına getirilecekti. O zamana kadar Septim ailesi ile birlikte, yeni inşa edilmiş imparatorluk şehrinde, devlet hakkında bir şeyler öğrenebileceği ve saray halkına tanıtılacağı yerde yaşayacaktı.
İmparatorluk şehrinde, Barenziah, hükümranlığının ortalarındaki İmparator Tiber Septim ile tanıştı. İmparator Tiber Septim’in çocukları, özellikle en yaşlı oğlu Pelagius, onu bir kardeş olarak sevdiler. Güzelliğini, saflığını, zekasını ve bilgisini yücelten şarkılar yazıldı. On sekizinci doğum gününde bütün İmparatorluk şehri sakinleri, onun ana yurduna dönüşünü kutlamak için sokaklara dökülmüştü. Gidişinin verdiği üzüntüyle, herkes onun Mournhold Krallığı’nın hükümdarı olarak, ihtişamlı kaderine hazır olduğunu biliyordu.