Çeviren: Furkan ALKAN
İlk doğanlar erkek kardeşlerdi: Anu ve Padomay. Kara Boşluğa geldiler ve Zaman başladı.
Anu ve Padomay Kara Boşlukta dolaştıkça, ışık ve karanlığın karşılıklı etkileşimi sonucu Nir doğdu. Hem Anu hem de Padomay Nir’in görünüşüne hayran kaldılar. Fakat Nir, Anu’yu sevdi ve Padomay acı içinde onların arasından çekildi.
Nir hamile kaldı ama doğum yapmadan önce Padomay geri döndü ve Nir’e olan aşkını itiraf etti. Nir ise Padomay’a, sadece Anu’yu sevdiğini söyledi ve Padomay onu öfkeli bir şekilde dövdü. Anu geldi ve Padomay’la savaşarak onu zamanın dışına attı. Nir doğum yaptıktan kısa bir süre sonra yaralarına yenik düşerek öldü. Anu acılı bir şekilde kendini Güneş’in içine sakladı ve uyudu.
Bu arada, yaşam yaratılışın on iki dünyası arasında yayılarak ilerledi. Aradan geçen birçok çağdan sonra, Padomay zamanla geri dönecek kadar güçlendi. Yaratılışı gördü ve ondan nefret etti. Kılıcını savurdu ve on iki dünyayı sırasıyla parçaladı. Anu uyandı ve Padomay’la tekrar savaştı. Uzun ve hiddetli süren savaş, Anu’nun zaferiyle sonuçlandı. Ölü olduğunu düşündüğü kardeşinin vücudunu bir kenara fırlattı ve on iki dünyadan kalanları birleştirerek yaratılışı kurtarmaya çalıştı. Tamriel’in dünyası olan Nirn böyle oluştu. Anu bunu yaparken, Padomay son bir hamleyle onun göğsüne saldırdı. Anu kardeşini yakaladı ve kendilerini sonsuza dek zamanın dışına çekti.
Padomay’ın kanı Daedra’yı, Anu’nunki yıldızları oluşturdu. Her ikisinin karışmış kanı ise Aedra’yı oluşturdu. (Onların iyilik-kötülük güçleri ve yaratılışla bağlantısı olmayan Daedra’ya göre dünyevi olaylara olan daha büyük hısımlıkları bu yüzdendir)
Nirn’ın dünyasında her şey kaostan ibaretti. Yaratılışın on iki dünyasından sağ kalanlar sadece Ehlnofeyler ve Hist’ti. Ehlnofeyler Elf Irkı’nın ve insanların atalarıydı. Hist, Argonia’nın ağaçlarıydı. Başlangıçta Nirn, tamamen topraktı ve aralara denizler serpiştirilmişti ama okyanuslar yoktu.
Ehlnofeylerin dünyasının büyük bir parçası, oldukça eksiksiz bir biçimde Nirn’e ulaştı ve orada yaşayan Ehlnofeyler, Elf Irkı’nın atası oldu. Ehlnofeyler, sınırlarını dışardakı kaosa karşı sağlamlaştırdılar, sakinlik çukurunu sakladılar ve geçmişteki gibi hayatlarına devam etmeye çalıştılar. Diğer Ehlnofeyler ise dağınık ve düzensizce parçalanmış dünyaların arasından Nirn’e geldiler ve onca yıldan sonra birbirlerine kavuştular. Sonunda dolaşan Ehlnofeyler, eski Ehlnofeyler’in gizli topraklarını ve geçmiş çağlarda görkemli bir şekilde yaşamış soydaşlarını buldukları için hayranlık ve neşe içerisindeydiler. Dolaşan Ehlnofeyler, barış içindeki ülkeye hoş karşılanmalarını beklediler ama eski Ehlnofeyler onlara eski ünlerinden düşmüş ve dejenere olarak baktılar. Ne sebeple olursa olsun, savaş ortaya çıktı ve bütün Nirn’i hiddetlendirdi. Eski Ehlnofeyler geçmişteki güç ve bilgilerini muhafaza ettiler ama dolaşanlar daha kalabalıklardı ve Nirn’deki uzun hayatta kalma mücadeleleri onlari güçlüklere alıştırmıştı. Bu savaş Nirn’in yüzünü tekrar şekillendirdi, çoğu karayı yeni okyanusların altına batırdı ve karaları bildiğimiz hale getirdi (Tamriel, Akavir, Yaşlıçam ve Yokuda). Eski Ehlnofey ülkesi, yıkılmış olmasına rağmen Tamriel oldu. Dolaşanlardan kalanlar diğer bölünmüş üç kıtaya bırakıldılar.
Birçok yıldan sonra Tamriel’in Ehlnofeyleri:
– Mer’i (Elfleri) oluşturdu,
-Dwemerlar (şiddetli olanlar, bazen Cüceler olarak adlandırılırlar),
– Chimer (değişmiş olanlar, daha sonra Dunmer’i oluşturdular),
– Kara Elf (karanlık veya lanetli olanlar, karanlık Elfler),
– Orman Elf (yeşil veya orman olanlar, ağaç Elfler),
-Yüce elf (büyük veya görkemli olanlar, görkemli Elfler).
Diğer kıtalarda, dolaşan Ehlnofeyler insanları oluşturdu: Yaşlıçam Kuzeyli’leri, Yokuda’nın Kırmızı Muhafız’ları, Akavir’in Tsaesci’si.
Hist, Ehlnofey savaşına seyirci oldular ama savaş geçtikçe ülkelerinin büyük kısmı yok edildi. Ufak bir köşesi sağ kaldı ve Tamriel’in Kara Bataklık’ını oluşturdu ama ülkelerinin büyük çoğunluğu denizin altına battı.
Sonunda insanlar Tamriel’e geri döndü. Kuzeyli’ler ilkti ve tarihe kaydolmadan önce efsanevi Ysgramor önderliğinde Tamriel’in kuzey kıyısını sömürgeleştirdiler. Yolunun on üçüncüsü, kral Harald yazılı tarihte ilk görünendi. Böylece efsanevi çağ sona erdi.