Çeviren: Tan
Düzenleme: Mehmet Güder
Tarihten bile eski Ayleid’ler, Nirn’in dört temel ana elementten oluştuğuna inanırlardı; toprak, su, hava ve ışık- ve bu dört elementten en yüce olanının ışığın bir formu olan yıldız ışığı olduğunu kabul ederlerdi. Yıldızlar, bizim ve Aethreius arasındaki bağlardır, bütün sihrin kaynağıdırlar ve bu yüzden yıldızlar sihir kaynaklarının en güçlü ve en yüksek kaynaklarıdır.
Zaman zaman Aetherius’dan parçalar cennetlerden düşer. İnsanlar bunlara “kayan yıldız” derler ve zaman zaman bu parçalar Nirn üstünde bulunur. En çok bulunan çeşit ise “meteorik demir” olarak bilinir. Bu metale, üretilen tılsımlı silah ve zırhlardaki özelliklerinden dolayı, demirciler ve tılsımcılar tarafından çok değerli olarak görülür. Bu meteorik demir aynı zamanda Cyrodiil’in her tarafına yayılmış olan Ayleid Kuyular da bulunan, antik tılsımlı eserlerin temel bileşenleridir.
Daha da nadir bulunan Aetherial parçası ise “meteroik cam”dır. Bununla daha nadir bulunan, Ayleid tılsımlı eserleri olan Wlkynd Taşları ve Varla Taşları üretilmiştir.
Ayleid Kuyuları Torakkalp’in arazisine yayılmış durumdadır. Yerleşim şekilleri hala sır olup herhangi bir Ayleid yerleşim yeri ya da şehriyle bağları yoktur. Bunların bir şekilde yıldız ışıklarından büyü toplamak için kuruldukları düşünülür. Ayrıca, harhangi bir kanıt olmamasına rağmen bu Kuyuların büyü akımlarının kesiştiği noktalarda inşa edildiği söylenir ama günümüz gizemli sanatları böyle hatların var olup olmadıklarını dahi bulamamıştır.
Büyüye yeteneği olanlar, bu Ayleid Kuyuları’ndan güç çekerek kendi büyüsel güç rezervlerini tamamlayabilirler. Hiçbir ayine ya da antik bilgiye gerek yoktur, bu da bu Kuyuların büyüye dair hiç yeteneği olmayan kişilere hizmet için kurulduğunun göstergesidir. Tükendikten sonra bu kuyular, sadece sihirli gecelerde kendilerini yenilerler. Dolduktan sonra ise içlerindeki büyüyü tekrar yıldızlara yansıtırlar, bu da bir teoriye göre dinsel ya da büyüsel bir ritüelin parçasıdır ya da göklere büyüyü yeniden döndürmenin bir yolu.
Welkynd Taşları (Aldmeris:”Gök Taşı”,”Cennet Taşı”, sözlük anlamı “Gök Çocuğu”) açıkça meteorik taşların kesilip işlenmesi ile oluşturulmuş, büyü gücünü depolamaya yarayan tılsımlardır. Büyüsel bir yeteneğe sahip biri kendi büyü gücünü bu taşları kullanarak yenileyebilir. Ne yazık ki bu taşları yeniden doldurabilmenin sırrı Ayleid’lerle birlikte kaybolmuştur. Günümüzde taşlar, kullanıldıktan sonra maalesef ufalanıp toza dönüşmektedir.
Büyük Welkynd Taşları istisna olarak irice işlenmiş büyülü meteorik cam parçalarıdır. Araştırmacılar her Ayleid şehrinin merkezinde bu taştan bulunduğunu ve şehrin büyülerinin ana kaynağı olduğunu düşünürler. Bu taşlar daha küçükleriyle birleşerek gücün çevrimi ve saklanmasını sağlıyorlardı. Yine de taşlar hakkında araştırma yapmak imkânsızdır çünkü tüm Ayleid Kuyuları yağma edilmiştir ve bu taşlardan günümüze ulaşanı yoktur.
Ayleid Kuyularında daha nadir bulunan tılsımlı eserin adı ise Varla taşlarıdır. (Aldmeris:”Yıldız taşı”) Bu taşlar olağanüstü güçlüdür ve eğitimsiz bir kullanıcı bile bunları kullanarak, enerjileri tükenmiş tüm tılsımlı eşyalarını, yeniden işlevsel hale getirebilir. Yüksek değer ve özelliklerinden dolayı bu parçalar çok nadir bulunur, ayrıca boyut olarak küçük olduklarından ve kolayca gizlenebildiklerinden bulunması kolay olmasa da yetenekli kâşifler Ayleid kalıntılarında bazılarına rastlayabilirler.
Ayleid Kuyuları. Welkynd taşları. Varla taşları. Bir düşünün, büyü ve sihrin mucizeleri. Peki biz Ayleidleri bizden üstün bir uygarlık olarak görmeli miyiz? Onlar, sanat ve zanaatkârlıkta son noktaya ulaşmış birileri olarak, tüm bunları Üçüncü Çag’in zayıf güçlü büyücüleriyle alay etmek için mi bıraktılar?
Asla! Ayleidler güçlüydü, evet ve kurnazdı ama ne iyiydiler ne de bilge ve bu yüzden yıkıldılar. Çalışmalarından sadece bu nadir ve ışıltılı hazineler Nirn’de kaldı. Kadim şehirleri karanlık ve boş artık, sadece acımasız hortlaklar ve huzursuz ruhlar sonsuza kadar kemik ve toprak olarak koridorlarda melankolik uykusuzluklarını sürdürülerek acı çekecekler.