Çeviren: Alper Kurt
Düzenleme: Mehmet Güder
Biz, Kadim Yolları bilenler, ruhsal bir dünyanın cahillerin gözlerinden görünmediğinin farkındayız. Bu tıpkı birisinin, yasadığı krallıktaki politik dalaverelerden bihaber olup, yeni gelen vergileri veya savaş hazırlıklarını kaderin cilvesi olarak görmesine, birçok sel baskını, kıtlık ve çılgınlıkları müthiş bir aptallıkla kabullenmesine benzer. Ne içler acısı bir durum. Yüce Cuilean Darnizhaan’ın yakındığı gibi, “Cehaletin gücü, abanozu bile cam gibi kırar”
Peki bunun sonucunda, Mundus’un görünmez iplikleriyle oynayan bu ruhsal güçlerin kökeni nedir? Artaeum’da ki her acemi, bu ruhların bizim atalarımız olduklarını bilir -keza onlar da hayattayken kendi atalarının ruhlarıyla sersemlemiş ve Acharyai’ye dönmüşlerdi. İnsanların medet umdukları Daedra ve tanrılar, öteki dünyada güç ve arzularıyla ihtişam kazanmış üstün insanların ruhlarından başka bir şey değildirler.
Elbette bu bizim kendi gerçeğimiz ve inancımızdır. Fakat bu bilinç, cahil insanlara karşı gizli görevimiz seliffrnsae konusunda, diğer anlamda “ağır ve inançlı nasihatler” anlamında bize nasıl yardımcı olacak?
Öncelikli olarak, bağış yapan güçlü ve iyi insanla, güçlü insanı iyi yapmanın gerekliliğini kavramak kolaydır. Güçlü bir despotun taşıdığı çeşitli tehditlerin farkındayız -Daedra Boethiah’ı besleyen zalimlik, Daedra Vaernima’yı güçlendiren öfke; eğer zorba, tam da kötücül bir eylemini gerçekleştirmek üzereyken ölürse, Oblivion’u dahi değiştirebilir; en kötüsü ise tüm diğer kötülere güce ihtiyaç sempatisi kazandırır ve başka yöneticilerin de kötülüğe özenmesine sebep olur. Bunu bildiğimiz için, despotlara olan yaklaşımımızda hep sabırlı davranmaya çalıştık.
Kötürüm bırakılmalı, dalga geçilmeli, fakirleştirilip hapsedilmeliler. Diğer danışmanlar suikasta ya da savaşlara avukatlık yapabilirler -ki bu da hem ruhlara ihanet hem de gereğinden fazla israfa sebep olup, halka zalim despotlardan daha da fazla zarar verir. Hayır, biz ilim çiftçileriyiz, şerefli diplomatlarız -devrimci değil.
Peki danışmanlarımız nasıl “inançlı” oluyorlar? Biz sadece Kadim Yollara inanırız -gözlerimiz fani dünyada açıkken, kalp gözümüzle de ruhsal dünyayı daima hatırlamak gerekir. Eylülün ikisindeki Moawita ayinleri ve Mayısın birindeki Viglyd ritüellerini gerçekleştirmek, fayda gelen ruhları güçlendirmek ve zarar verenleri zayıflatmak için yegâne yoldur. Peki bir zamanlar nasıl oldu da bize danışmanlık yapanlara ve Arteum adasına inancımızı koruduk? Belki de bunu en güzel, Bilge Taheritae açıklamıştır: ” Mundus’a değişimi getiren anlaşmazlık ve eşitsizlik olmuştur ve değişim On bir Güç’ün en kutsalı Değişim, odaklanmayan ve kökene inmeyen tek güçtür. Değişimin tamahkârlığa, oburluğa, tembelliğe, önyargıya, cahilliğe… [burada Taheritae 111 günahın tümünü sayıyor] doğru gitmesini engellemek ve değişimin yönünü mükemmelliğe, güzelliğe, mutluluğa ve aydınlanmaya doğru çevirmek, eğitilmiş Psijic’in ( Aydın Kişinin) görevidir. Yani, inançlı danışmanın tek bir efendisi vardır: Kendi Zihni. Eğer Psijic kötü bir ruh haliyle yönlendirip de oegnithr’e yol açarsa [“kötü yönde değişime”], bunun dengesini de ne olursa olsun yine kendisi sağlamalıdır.”
Kadim Yollar öğrencisi kendine dost olarak bir Lord seçebilir -fakat bu riskli bir ilişkidir. Seçimin adam akıllı yapılıp yapılmadığı asla kestirilemez. Eğer lord, mantık yönünde yönlendirilmeyi reddeder de Psijic’e Kadim Yolların öğretilerine ters bir şey yapmayı emrederse, ( Taherita’nın demode lafını kullanmak gerekirse) seçecek çok az olasılık kalmış demektir. Psijic isteksiz de olsa boyun eğebilir ve hayatını adamak zorunda kalacağı karanlık güçlerin avı haline gelir. Psijic, Arteum adasını utandıracak bir hareket olan lordunu terk etmeyi de deneyebilir ve sonuç olarak da evine bir daha asla kabul edilmez. Ya da en kısa ve basit yol olan intiharı seçecektir.