Antik Dwemer Hikayeleri
Bölüm III
Çeviren: Schansiemann
Düzenleme: Mehmet Güder
Throbar’ın reisi, bilge adamlarını bir araya topladı ve “Her sabah sürümün bir kısmını katledilmiş olarak buluyorum. Bunun sebebi ne olabilir?” diye sordu.
Savaş şefi Fangbith “Dağdan inen bir Canavar sürünüzü yiyor olabilir.” dedi
Şifacı Ghorick “Belki de bunun sorumlusu yeni bir salgın hastalıktır.” dedi.
Rahip Beran “Tanrıçaya bizi bu durumdan kurtarması için kurban vermeliyiz.” dedi.
Diğer bilge adamlar kurbanlarını sunup, Tanrıçadan cevap bekliyor iken; Fangbith, Üstat Joltereg’in yanına gitti ve “Bana Zolia’nin sopasını nasıl yapacağımı ve onu nasıl kullanacağımı öğrettiniz. Tanrıçanın cevabını veya sürüye verilen ilacın etkisini göstermesini beklemeli miyim, yoksa onları beklemeden Dağ’daki Canavar’ı öldürmeli miyim?”
“Ne zaman olduğu önemli değildir. “Dedi Joltereg. ” Önemli olan, neresi olduğudur.”
Fangbith, sopasını eline aldı ve karanlık ormanın içinden geçerek Ulu Dağ’ın eteğine doğru yürüdü. Orada iki Canavar ile karşılaştı. Canavarlardan bir tanesi kaçtı, üzerinde Othrobar’ın reisinin sürüsündeki hayvanların kanı olan diğeri, kalıp onunla dövüştü. Fangbith, ustasının ona dediği şeyi hatırladı, önemli olan “neresi” olduğuydu.
Canavar’a ölümcül beş noktadan saldırdı: bas, boğaz, göğüs, sırt ve kasıklar. Beş noktaya yapılan beş vuruş sonrasında Canavar ölmüştü. Canavarın ölüsü taşınamayacak kadar ağırdı; Fangbith yine de zafer kazanmanın sevinciyle Othrobar’a geri döndü.
“Sürünü katleden Canavar’ı öldürdüm!” diye bağırdı.
“Bunu yaptığına dair bir kanıtın var mı?” diye sordu reis.
“Sürü benim hazırladığım ilaç sayesinde kurtuldu. “dedi Şifacı.
“Hayır, sürü benim Tanrıça’ya verdiğim kurbanlar sayesinde kurtuldu.” dedi Rahip.
İki gün boyunca sürüye hiçbir şey olmadı ama üçüncü günün sabahı, sürünün bir kısmı daha ölü bulundu. Şifacı Ghorick yeni bir ilaç bulmak için çalışmaya başladı, Rahip Beran daha fazla kurban sundu. Fangbith yeniden sopasını eline alıp yola düştü, yine karanlık ormandan geçerek Ulu Dağ’ın eteğine geldi. Orada, geçen sefer kaçıp giden Canavar ile karşılaştı, üzerinde reisin sürüsündeki hayvanların kani olan, başka bir Canavar. Fangbith bir kez daha ustasının öğretisini hatırladı ve Canavar ile savaştı.
Canavar’ın kafasına beş kez vurdu ve Canavar kaçtı. Dağın ilerisine doğru kovaladı, kasıklarına beş kez vurdu, Canavar yine kaçtı. Ormanın içine doğru giden Canavar’a yetişti ve boğazına beş kez vurdu, Canavar yine kaçtı. Othrobar’ın topraklarına giren Canavar’a yetişti ve sırtına beş kez vurdu ve Canavar yine kaçtı. Canavar’ın yakarışlarını duyan Reis ve bilge adamları kalenin dibinde belirdiler ve sürüyü katleden Canavar’ı gördüler. Fangbith, son olarak Canavar’ın göğsüne beş kez vurdu ve onu öldürdü.
Fangbith’in onuruna büyük bir ziyafet verildi, o günden sonra sürüye bir daha hiçbir şey olmamıştı. Joltereg öğrencisini kucakladı ve şöyle dedi: “En sonunda, neresine darbe indireceğin kadar darbeleri nerede indirmen gerektiğinin de önemini öğrendin.”————————
Yayıncının Notu
Kökü Vvardenfall’daki Ashlender kabilelerine uzanan bu hikaye, bu kabilenin en eski hikayelerinden biridir. “Marobar Sul” karakterlerin ismini ,kulağa biraz daha ” Dwarven” diliymiş gibi gelmesi için değiştirmiştir. “Ulu Dağ”, ismi bir ormanla beraber anılmasına rağmen, “Kızıl Dağ” dır. Dağdaki patlamalar, bitki örtüsünü zamanla yok ettiği için, dağ bugün çorak bir görünüme sahiptir.
Bu hikayenin bilimsel bir yönü vardır çünkü ilkel Ashlander medeniyetinden ve bir zamanlar, bugün Vvardenfell’deki harabeye dönmüş kaleler gibi yerlerde yaşadıklarından bahseder. Hatta Vvardenfall ve Skyrim arasında bir yerlerde olan “Othrobar Kalesi”ne göndermeler vardır. Fakat seyrek bir yerleşke olan Vvardenfall’in dışındaki kalelerden yalnızca birkaçı günümüze kadar sağlam kalabilmiştir. Aydınlar bu kalelerin kim tarafından veya ne zaman inşa edildiği konusunda hemfikir değiller, ancak ben; Ashlender kabilelerinin bir zamanlar, kulübelerde yaşamak yerine bu kaleleri kullandıklarının, bu hikaye ve diğer bulgulardan çıkarılabileceğini düşünüyorum.
Hikayedeki ana fikrin oluşmasına yardımcı olan sözcük oyunları – “Canavarın nerede öldürülmesi gerektiğini bilmek ne kadar önemliyse, neresine vurularak öldürülmesi gerektiğini bilmek de o kadar önemlidir”- birçok Ashlander hikayesinde daha mevcuttur. Bütün bilmeceler, hatta bunun gibi basit olanlar bile Ashlenderlilar ve Dwemer ırkı tarafından sevilir. Dwemer ırkı her ne kadar bilmeceleri üreten taraf olarak bilinse de, Ashlender hikayelerine göre daha çok çözenler tarafında yer alırlar.