Tohum

Dwemer’in Antik Hikâyeleri
Bölüm II

Çeviren: Mehmet Kardaş

Düzenleme: Mehmet Güder

Lokikh Dejasyte’nin tek renk gri ve bronzlaşmış kum tepeleri arasında kalan Dwemer topluluğunun kurduğu küçük ve huzurlu bir köydü. Etrafa gelişi güzel dağılmış, kara, uzun, ölü ağaçlar dışında hiçbir bitki büyümezdi Lorikh’te. Karavan ile gelen Kamdida yeni evine umutsuz bir şekilde baktı. Babasının ailesi hayatta iken kuzeydeki ormanlıkta yaşardı. Burada ise hiç gölge yoktu, birazcık su ve her tarafı gökyüzüne bakan bir alan vardı. Tıpkı ölü topraklar gibi.

Annesinin ailesi, Kamdida ve küçük kardeşi Nevith’i yanlarına almış ve onlara çok iyi davranmışlardı ama o bu yabancı kasabada kendisini çok yalnız hissediyordu. Ta ki Kamdida su fabrikasında çalışan yaşlı bir Argonyalı kadın ile arkadaş olana kadar. Kadının adı Sigerthe’ydi ve dediğine göre ailesi Dwemerler daha buraya gelmeden yüzyıllar önce Lorikh henüz güzel, büyük bir ormanken burada yaşamışlardı.

“Ağaçlar neden öldü?” diye sordu Kamdida.

“Sadece Argonyalılar burada yaşıyorken biz ağaçları yakacak ya da keresteden evler yapmak için ihtiyaç duymadığımızdan hiç kesmezdik. Dwemerler geldiğinde ise onların, bize Kutsal olan Hist dışında ağaçları kullanmalarına izin verdik. Uzun yıllar rahat içinde yaşadık. Kimsenin bir sorunu yoktu.”

“Sonra ne oldu?”

“Bazı bilim adamlarınız belirli bir tip ağacın öz suyunu çıkarıp, küflendirir ve kuruturlarsa resin denilen esnek bir zırh yapabileceklerini söylediler,” dedi Sigerthe. “Hist hariç, burada büyüyen ağaçların çoğu dallarında çok ince bir özsu içeriyordu. Birçoğu iyi derecede özsu içerdiği için Dwemer tacirlerini açgözlü hale getirmişti. Juhnin denilen bir oduncuyu tuttular ve ağaçları özsuları için temizlemeye başladılar.”

Yaşlı Argonyalı kadın tozlu toprağa baktı ve içini çekti, “Tabi ki biz Argonyalılar buna karşı çıktık. Burası bizim evimizdi ve Hist gidince bir daha geri gelmeyecekti. Tacirler yeniden düşündü ama Juhnin bizim ruhumuzu ayırmak için tek başına hareket etti. Kanlı, korkunç bir günde baltadaki ustaca yeteneklerini ağaçlar yanında insanlarda da kullanabileceğini gösterdi. Çocuklar dahil yoluna çıkan her Argonyalı’yı öldürdü. Lorikh’li Dwemerler ise kapılarını ve kulaklarını katliamın çığlıklarını duymamak için kapadılar.”

“Korkunç,” diye soludu Kamdida.

“Anlatması bile zor,” dedi Sigerthe. “Ama yaşayanlarımızın ölmesi, ağaçlarımızın ölmesinden daha korkunç değildi bizim için. Şunu anlamalısın ki Hist bizim geldiğimiz ve gideceğimiz yerdir. Vücutlarımızın yok edilmesi çok da önemli değil ama ağaçlarımızı yok etmek bizi topyekün ortadan kaldırır. Juhnin baltasını Hist’e çevirdiği zaman toprağı öldürmüştü. Su gitti, hayvanlar öldü ve ağaçların yaşaması için gereken tüm şeyler yok oldu.”

“Ama siz hala buradasınız?” diye sordu Kamdida. “Neden terk etmediniz?”

“Biz kapana kısıldık. Ben ölen bir halkın sonuncularındanım. Pek azımız evimizden uzakta yaşayabilecek kadar güçlü ve bazen, hatta şimdi bile, Lorikh’in havasında bize hayat veren bir koku var. Göçüp gitmemize pek bir zaman da kalmadı.”

Kamdida gözlerinde biriken gözyaşlarını fark etti. “O zaman bu korkunç yerde ağaçsız ve dostsuz kalacagim.”

“Biz Argonyalılar arasında bir söz vardır,” dedi Sigerthe üzgün bir gülümseme ile Kamdida’nin elini tutarak. “Bir tohum için en iyi toprak, kendi yüreğinde bulunur.”

Kamdida onun avucunun içine baktı ve Sigerthe’nin ona küçük siyah bir şey verdiğini gördü. Bir tohumdu bu. “Ölmüş gibi görünüyor.”

“Tüm Lorikh’de sadece bir yerde büyür,” dedi yaşlı Argonyalı. “Kasabanın dışında tepelerdeki eski bir evin orada. Ben oraya gidemem, buna sahip olduğumu görürlerse beni diğer arkadaşlarım gibi öldürürler, artık kendimi korumam gerekiyor. Ama sen oraya gidip bu tohumu dikebilirsin.”

“O zaman ne olacak?” diye sordu Kamdida. “Hist geri dönecek mi?”

“Hayır. Ama onun bazı güçleri geri dönecek.”

O gece, Kamdida evden tepelere doğru gitmek üzere ayrıldı. Sigerthe’nin bahsettiği evi biliyordu. Amcası ve halası ona oraya asla gitmemesini söylemişlerdi. Kız eve yaklaşınca kapı açıldı ve omzunda bir balta olan güçlü bir adam göründü.

“Ne arıyorsun burada çocuk?” diye çıkıştı adam. “Karanlıkta, seni o sürüngenlere benzettim.”

“Karanlıkta yolumu kaybettim de,” dedi hemen kız. “Lorikh’deki evime gitmeye çalışıyorum.”

“Yoluna dön o zaman.”

“Bana verebileceğiniz bir mumunuz var mı?” diye sordu kız çekinerek. “Daireler çizerek yürüyordum sanırım ve ışığım olmazsa korkarım yine buraya dönmek zorunda kalacağım.”

Yaşlı adam söylenerek eve girdi. Kamdida hemen kuru toprakta bir çukur kazıp tohumu gömebildiği kadar derine gömdü. Adamda biraz sonra yanan bir mumla geri döndü.

“Bir daha geri döneyim deme,” diye söylendi. “Yoksa seni ortadan ikiye bölerim.”

Adam evine döndü. Ertesi sabah adam uyanıp evinin kapısını açtığında evinin devasa bir ağaç ile sarılmış olduğunu gördü. Baltasını kaptı ve ağaca darbeler indirmeye başladı ama asla başarılı olamadı. Yandan vurmaya çalıştı ama ağaç kendini iyileştiriyordu. Yukarıdan, ardından, aşağıdan vurmayı böylece onu parçalamayı düşündü ama ağaç tekrar kapandı.

Birileri yaşlı Juhnin’in sıska cesedini kapısının önünde elinde hala baltası ile keşfedene kadar çok uzun zaman geçti. Onun neyi kesmeye çalıştığı herkes için bir gizem olarak kaldıysa da Lorikh’deki söylentilere göre baltasında Hist özü bulunmuştu.

Kısa süre sonra, küçük çöl çiçekleri, küçük kasabanın topraklarını kaplamaya başladı. Daha önceleri burada yaşamaları mümkün olmayan ağaç ve bitkiler gayet iyi bir şekilde yetişmeye elverişli hale geldi. Hist geri dönmemişti ancak Kamdida ve Lorikh halkı gün batımının bazı zamanlarında büyük geçmiş zaman bitkilerinin uzun gölgelerini sokak ve tepelerde görür oldu. ————————

Yayımcının Notu

“Tohum” Marobar Sul’un kökeni en iyi bilinen hikâyelerinden birisidir. Hikâye Morrowind’in güneyli Argonyalı kölelerinden köken almaktadır. “Marobar Sul” sadece Dunmer yerine Dwemer adını kullanmış ve bunu bir Dwemer kalıntısında bulduğunu iddia etmiştir. Ayrıca, daha sonra kitabın Argonyalı versiyonunun sadece orijinalinin bir tekrarı olduğunu iddia etmiştir!

Lorikh, kesinlikle bir Dwemer adı olmamasıyla beraber, mevcut bir isim de değildir ve aslında “Lorikh” çoğunlukla yanlış olarak Dunmerler tarafından Gor Felim’in oyunlarında yaygın bir şekilde kullanılan bir isimdir. Hikâyenin Argonyalı versiyonları ise daha çok Vvardenfell civarlarında Telvanni’nin Sadrith Mora şehrinde geçer. Şüphesiz ki Hiçlik Tapınağı’nın sözde “alimleri” sırf köyün ismi L ile başlıyor diye hikayenin Lorkhan ile alakalı olduğunu iddia edeceklerdir.

Share :