Dwemer’in Antik Hikayeleri
XI. Kısım
Çeviren: Cihan Kuzu
Nchylbar, gençlik macerasından keyif almış ancak bilge olmak için yetişmiş, hayatını gerçeği bulmaya ve hurafeleri dağıtmaya harcamış oldukça yaşlı bir Dwemer idi. Birçok icad yaptı, ismini duyuracak birçok kuram ve mantık yapıları oluşturdu. Ancak dünyanın büyük çoğunluğu onun için hala bir bilinmezdi ve Aedra ve Daedra’nın doğasından daha büyük bir muamma yoktu. Araştırması sırasında birçok tanrının tamamen insanlık tarafından üretilmiş birer uydurmaca olduğu sonucuna ulaştı.
Her halükarda hiçbir şey Nchylbar için İlah gücünün sınırları kadar büyük bir soru değildi. Büyük Varoluşun arkasında tüm dünyanın efendileri mi vardı, yoksa aciz yaratıklara kendi kaderlerini inşaa edecek kuvveti layık görmüşler miydi? Nchylbar kendini yaşamının kıyısında bulduğunda bu son temel gerçeği anlaması gerektiğini hissetti.
Bilgenin tanıdıkları arasında Athynic isminde bir Chimer Rahibi vardı. Rahip, Bthalag-Zturamz’ı ziyaret ederken, Nchylbar ona İlah gücünün doğasını bulma niyetinden bahsetti. Athynic dehşete düşmüştü ve dostuna bu büyük gizemi kırmaya çalışmaması için yalvardı, ancak Nchylbar kararlıydı. Sonunda rahip dostuna olan sevgisinden ötürü ona yardım etmeyi kabul etti, gerçi bu küfrün doğuracağı sonuçlardan korkuyordu.
Athynic Azura’yı çağırdı. Azura’nın güçlerine iman etmiş rahibin yaptığı olağan ayinlerden sonra Azura, ona, Nchylbar’a ve çağırma odasına girmiş ve büyük bir kutu taşımakta olan bir düzine öğrencisine zarar vermemeyi kabul etti.
“Topraklarımızda seni gördüğümüz üzere, Azura, sen Alacakaranlığın ve Şafağın ve içlerinde barındırdıkları gizemlerin tanrıçasısın” dedi Nchylbar, nazik ve olabildiğince yağcılık yaparak. “Denir ki irfanın sorgulanamaz”.
“Öyledir” gülümsedi Daedra.
“Örneğin, bu tahta kutunun içinde ne olduğunu bilirsin” dedi Nchylbar.
Azura kaşları çatık Athynic’e döndü. Rahip hemen açıklamaya girişti, “Tanrıçam, bu Dwemer oldukça bilge ve saygı duyulan bir adamdır. İnanın bana, lütfen, amacımız yüceliğinizi sorgulamak değil, yalnızca bu bilim adamına ve diğer şüphecilere göstermektir”
“Eğer gücümü Dwemer ırkının anlaması için gösterecek olursam benden istediğinizden çok daha büyük etki bırakır” diye kükredi Azura ve Nchylbar’ın gözlerinin içine bakacak şekilde ona döndü. “Kutuda kırmızı yapraklı bir çiçek var”
Nchylbar ne gülümsedi ne de kaşlarını çattı. Yalnızca kutuyu açtı ve boş olduğunu gösterdi.
Öğrenciler Azura’ya bakmak için döndüklerinde, o gitmişti. Yalnızca Athynic Tanrıçanın yok olmadan önceki ifadesini görebilmişti ve konuşamadı, titriyordu. Lanete tutulmuştu, bunu biliyordu gerçekten, ancak daha acımasız olanı ilah gücünün gösterdiği bilgiydi. Nchylbar’da solgun görünüyordu, ayaklarının üzerinde zor duruyor gibiydi, ancak yüzü korkuyla değil kutsamayla parlıyordu. Dwemer’in yüzündeki, şüphelendiği tek gerçeği bulmanın mutluluğuna dair gülümsemeydi.
Odadan çıktıklarında iki öğrencisi onu destekledi ve iki taneside rahibi.
“I have studied very much over the years, performed countless experiments, taught myself a thousand languages, and yet the skill that has taught me the finally truth is the one that I learned when I was but a poor, young man, trying only to have enough gold to eat,” whispered the sage.
“Yıllar boyu çalıştım, sayısız deney gerçekleştirdim, kendim bin farklı dil öğrettim ve gerçek bana nihayet gösterdi ki ben aciz, genç, yalnızca
kendini doyurmaya yetecek kadar altına sahip olmaya çalışan bir adamdan başka bir şey değilim.” diye fısıldadı bilge. Üst kata yatağına kadar eşlik edildi, büyük cüppesinin kolundan kırmızı bir taç yaprağı düştü. Nchylbar o gece son nefesini verdi, bilginin verdiği bir hoşnutluk portresi çizerek.
————————
Yayımcı Notu:
Bu, orjinali açıkça Dwemer’ya ait olan bir hikayedir. Yine bazı sözcükler Aldmeris çevirisinde bir miktar farklılık göstermektedir, ancak hikayenin özü aynıdır. Kara Elflerde Nchylbar hakkında benzer bir hikayeye sahiptir, ancak Kara Elf uyarlamasında Azura hileyi anlayarak soruya cevap vermekten kaçınır. Dwemer’yı şüpheciliğinden dolayı katleder ve Kara Elfi küfründen ötürü lanetler.
Aldmeris uyarlamasında, Azura boş bir kutu ile değil, içinde safir olan fakat sonradan bir şekilde boşalan bir kutuyla kandırılmıştır. Tabii ki Aldmeris uyarlaması orjinal Dwemer versiyonuna bir miktar daha yakın olduğundan anlaşılması daha zordur. Belki de bu “sahne büyüsü” açıklaması Gor Felim tarafından eklenmiştir çünkü Felim’in kendi tecrübelerine göre böyle numaralar büyücüler için mümkün değildir.
“Marobar Sul”, Nchylbar karakterini bile bir kenara bırakmış ve “Dwemer” meziyetlerini temsil etmektedir. Şüpheciliği Aldmeris uyarlamasındaki kadar kesin olmamakla birlikte, Dwemer ve isimsiz aciz rahip evine gelen lanet ile ünlüdür.
Tanrıların gerçek doğası nedir ve Dwemer onlar hakkında ne kadar doğru ya da yanlış bilinmez ancak bu hikaye cücelerin neden Tamriel üzerinden kaybolduğunu açıklayabilir. Nchylbar ve yandaşları her ne kadar Aedra ve Daedra ile alay etme niyetinde olmamış olsalarda şüphecilikleri İlahları gücendirmiştir.