Çeviren: Ahmet Sait Akten
Akatosh Mabedi’nin yüce rahibi olarak hayatımı tanrıların en büyüğü ve güçlüsü ve sonsuzluğun vücut bulmuş hali ve her şeyden önce var olan yüce Ejderhaya adadım.
Ben oldukça derin ve sağlam bir inanca sahibim. Ama bu körü körüne inanmak değil, ben aynı zamanda eğitim ve her türlü bilimsel çalışmaya değer veren entellektüel biriyim. Bu yüzden tüm gücümle değer verdiğimiz tanrıların dünyevi yüzlerinde Akatosh hakkındaki gerçekleri bulmaya çalışıyorum ve bundan gurur duyuyorum.
Dünya üzerindeki tüm medeniyetlerde (Sadece İmparatorluk sınırlarından değil ilmin ve öğrenmenin faziletini bilen tüm milletlerden bahsediyorum) Yüce Ejderhaya tapınıldı. Akatosh genellikle Tanrıların en büyüğü olarak kabul edilmiştir. Bazıları bilmiyor olabilir ama aslında bazı yerlerde iki farklı isimle Akatosh’dan bahsediliyor.
Elflerde Auri-El, Kuzeylilerde ise Alduin efsanesi vardır. Bu isimler bazı antik metinlerde defalarca geçmektedir ve çok açıktır ki farklı isimlerle bahsedilen bu tanrı Akatosh’dan başkası değildir.
Yine de aydınlanma çağında olmamıza rağmen hala bunun doğru olduğuna inanmayanlar var. Güya Akatosh’un yerel isimleri aslında Akatosh’a ait olmayabilirmiş. Bu kişilere göre bu isimler Akatosh’la ortak noktaları olan veya olmayan bambaşka tanrılara aitmiş.
Yaztutan adasındaki pek çok yüce elf Anui-El’in ruhu olan ve Anu’nun ruhuna dönüşen Auri-El’e tapınır. Ama gidip yüce elflere sorarsanız (ki ben araştırmama devam etmek için Yaztutan Adasına seyahat ettiğimde sordum), pek çoğu Auri-El’in Akatosh’un kültürel inançlarla şekillenmiş hali olduğunu düşünüyor.
Sanırım Valor meydanlarındaki cesaret ve kahramanlıklarıyla olduğu kadar inatçılıklarıyla da ünlü olan Kuzeyliler arasında inanca dayalı farklılıkların olması pek de şaşırtıcı değil. Tamamen karla kaplı bir bölgeye gittiğimde insanların Akatosh hakkındaki görüşlerinin Yüce Elfler’den çok daha farklı olduğunu görmek beni şaşırttı. Kuzeylilerin büyük bir bölümü Alduin efsanesinin Akatosh olmadığına ve Alduin’in tamamen farklı bir tanrı olduğuna inanıyor. Büyük bir ejderha, evet ama Yüce Ejderha değil.
Meselenin özüne inmeye karar verdim ve aralarında Cani Bjorn adlı saygı duyulan bir kabile reisinin de olduğu bazı Kuzeylilerle görüştüm. Bu insanlarla konuştuğumda beni en çok şaşırtan Akatosh yerine Alduin’e inanmaları değil Alduin’in yanında Akatosh’a da inanmalarıydı. Ama gerçek şu ki Skyrim insanlarının büyük bir kısmı Akatosh hakkında benimle hemen hemen aynı görüşteler. O gerçekten de ilk tanrı, azmin sembolü, dünyadaki iyiliğin yegane gücü ve her şeyden üstün olan Yüce Ejderhadır.
Kuzeylilerin inandığı Alduin ise tamamen farklı bir şeydir.
Alduin’in tanrı olup olmadığını bilemeyiz ama Kuzey kültüründe gerçekten de çok güçlü, Cihanyiyen olarak da tabir edilen ve bazı kaynaklarda ölülerin ruhlarını gücünü arttırmak için insanların ruhlarını emen antik bir ejderhadır. Alduin hakkındaki Diğer hikayeler ise bir ya da birden fazla kahraman tarafından öldürülene kadar ise tüm ejderhaları birleştirip insanoğluna karşı savaşan bir Ejder kraldan bahsediyor.
Bu tür efsanelerin ilgi çekici olmadığını söylemek zor. Ama Yüce Rahip ve bir Alim olarak en önemli soruyu sormak zorundayım – Kanıt nerede?
Kuzeyliler bilgiyi dilden dile gelecek nesillere aktarırlar. İşte bu yüzden de verdikleri bilgiler güvenilmezdir. Wayrest pazarın meydanında yayılan bir söylenti birkaç saat içerisinde tamamen değişebilir, günün sonunda şehir sakinlerinin yarısının yaşanan skandal olaylarla bir ilgisinin olduğunu düşünebilirsiniz. Peki eğitimli ve aydınlanmış olan birisi nasıl olur da hikayelerle yüzlerce hatta belki de binlerce yıl boyu nesilden nesile geçmiş bir efsaneye inanır ki?
Böyle bir sorunun tek bir cevabı olur – İnanamaz
Ve bu yüzden ben de Kuzeylilerin Alduin efsanesinin yüce Akatosh olduğu, sadece sözlü gelenek ve yüzyıllar boyu devam eden abartılı hikayelerle nesilden nesile aktarılması sonucu dezenformasyona uğradığı sonucuna vardım. Bu aslında onların hatası değil, Skyrim’in ilkel insanları Yüce Ejderin iyiliğini ve kudretini anlayamaz. Alduin efsanesinin temelini oluşturan bilinçsizlik ironik bir şekilde Kuzey kültürünün en yaratıcı eserlerinden birini ortaya çıkarmış – “Cihanyiyen Alduin” yatmadan önce çocuklara okunan hikayelerdeki bir hayalet ve antik dünyanın meşruiyeti (Anlatılanlar göz önüne alınırsa).