Çeviren: Oğuz Ayyıldız
“Hiç kimse bir orktan daha iyi değildir.”
bir bilseniz bu palavrayı kirli tavernalarda böğüren meslektaşlarımdan avazı çıktığı kadar bağırarak söyleyen kaç kişi duydum. Ama Ork kalelerinde bu kelimeler kanun kadar geçerli değildir desem yalan söylemiş olurum. Bayan Alleia’ya göre bazı yerlerde “gelenekleri” ve “eski yöntemleri” bırakmamak iyi bir savaşçı olmanızı sağlayabilir. Fakat söz konusu orklar olunca ataların izinden gitmek zafere giden tek yoldur.
Birkaç adım geriden başlayalım. Anlattıklarına göre; Ork kaleleri, Ork ırkının varlığının başlangıcından beri vardır. Genellikle büyük kaleler ve zırhlandırılmış kamplardan oluşmaktadırlar. İçeride yaşayan her bir erkek, kadın ve çocuk doğumdan itibaren kalelerini savunmak için eğitilirler. Bütün silahlar ve zırhlar kalenin içerisinde yapılır ve tüm içeride yaşayan herkes için Ork savaşçıları tarafından avlanan tüm avlar hep beraberce yenir.
Yazılı olmayan tanrılarının adını verdikleri, Mauloch diye de bilinen “Malacath Kanunları” haricindeki hiçbir kanunu tanımazlar. Çoğu genellikle basit kurallardan oluşmaktadır, örnek olarak; hırsızlık yapma, öldürme, sebepsiz yere hiçbir kimseye saldırma (gerçekte birçok istisnası olan bir kurallar listesi). Fakat orklar kalelerinin içinde, suç işleyenleri koymak için bir hapishaneye sahip değiller. Onlarda Kan Parası adında bir uygulama vardır. İşlediğin suçlar için yeteri kadar para ödemen gerekir ya da kurban tatmin olana kadar vücudunun kanamasına izin verilmen gerekir. Söylememe gerek yok herhalde ama orklarda çok kan olur.
Bu kurallar ayrıca kaleyi kimin yöneteceğini de söyler. Grubun en sert adamı genelde Şef’tir ve Malacath Kanunları’nın yerine getirilip getirilmediğine o karar verir. Bütün ruhani faaliyetleri, ayinleri ve iyileştirme seremonilerini yöneten bilge kadın dışındaki tüm kadınlar Şef’in eşi ya da kızlarıdır. Ölüm kalım tartışmaları ise kısa fakat kanlı dövüşlerle karara bağlanır. Şef ile iyi geçinemeyenler kaleden ayrılmaya zorlanırlar ve bizim gibi dışarıda yaşamaya devam ederler. Bir Ork yetiştirilirken her şey için savaşması gerektiği düşüncesi ile eğitilir, tabii Malacath Kanunları için savaşmaya değecek bir şey ise.
Ork Kaleleri yabancılardan hoşlanmaz, kendi başlarına yaşamayı tercih ederler. Bayan Alleia bu konuda çok şey biliyor çünkü birçok ork paralı asker olmak için kalesinden ayrılıyor ve birkaç bira onları evleri hakkında konuşturmaya yetiyor. Bazen orkların, ork olmayan kişilerin kalede klanın bir parçası olmaları ve onlarla beraber yaşamalarına izin vermeleri için onları “Soydaş” yapabildiklerini duymuştum ama gerçek olup olmadığı ile ilgili bir bilgim yok.
Bütün bu ilginç kurallar ve geleneklerin yanında Malacath Kanunları kararlı savaşçıların yetişmesini sağlıyor. Ortalama bir kiralık askerin sahip olmadığı özelliklere sahip oluyorlar. Silah çekmekten veya olay çıkarmaktan hiç çekinmezler ve bence kırsalda yaşayan orklar ile şehir orklarının arasındaki en büyük farklılık bu olmalı. İmparatorluk Kanunlarına göre sorunlarını İmparatorluk’un adamları aracılığıyla çözersin fakat Malacath Kanunları ise sorunlarını kendi kendine halletmeni söyler. Kiralık asker hayatı yaşamak isteyen biri için oldukça geçerli bir kanun.