Çeviren: Ahmet Sait Akten
Üç yüz yıldır Aygölgesinin daedra prensesi, güllerin anası, karanlık gökyüzünün kraliçesi Azuranın rahibesiyim. Mart ayının 21’inde her hogithum günü bize yol göstermesi aynı zamanda da ona değerli ve güzel şeyler sunmak için onu çağırırız, Kendisi zalim ama bilge bir kadındır. Bizler onu hiçbir gök gürültülü sağanak yağışlı, gecelerinin deli olana, Sheogorath’a, ait olduğu hogithum günlerinde çağırmayız. Azura bu tür durumlarda bizim hassasiyetimizi anlıyor.
Azura çağırılması tamamen kişisel bir meseledir. Daha önceden üç farklı daedra prensin rahibesi oldum ama Azura kendisine ibadet edenlerin kıymetini bilen biridir ve bizim ona olan hayranlığımızı tamamen gerçekliğe dayanır. Onaltı yaşında bir Kara Elf kızıyken, büyükannemin Entrikacı Prenses Molag Bal’a tapan cadılar meclisine katıldım. Malog Bal’ın çağırma ayini fırtınalı günler haricinde Aralık ayının 20’sinde düzenlenir. Bu çağrı genellikle cevapsız kalır ama Malog bel sıklıkla bir ölümlünün kılığında farklı günlerde müritlerine görünür. Büyükannem ateş bekçilerinin varisini zehirlemeye çalışırken ölünce, bu tarikata olan inancımı yeniden gözden geçirdim.
Erkek kardeşim Boethiah tarikatının bir büyücüsüydü- ve bana dediğine göre Karanlık savaşçı benim ruhuma hain Molag Bal’dan daha yakınmış. Boethiah diğer tüm Daedroth’dan daha açık ve anlaşılır bir şekilde hareket eden bit savaşçı prensestir. Uzun yıllar gizlenerek türlü entrikalar çevirdikten sonra yaptığı işlerde direk ve çabucak sonuca ulaşan hanıma hizmet etmek için iyi bir zamanlama olduğunu düşündüm, Boethiah’ın Kara Elflerin Daedrası olması hoşuma gidiyordu. Tarikatımız Kasım ayının ikisinde Zırh Eldiveni adını verdikleri günde onu çağırırlardı, Onun adına kanlı müsabakalar düzenlenirdi ve düeollalar ve müsabakalar dokuz mürit diğer müritler tarafından öldürülesiye kadar devam ederdi. Boethiah müritlerine pek değer vermiyordu sadece bizim kanımıza değer veriyordu. Sanırım bir keresinde antrenman karşılaşmasında yanlışlıkla kardeşimi yaraladığımda gülümsediğini görmüştüm. Benim dehşete düşmem, Sanırım, bu onun çok hoşuna gitti.
Bu olaydan kısa bir süre sonra tarikattan ayrıldım. Boethiah benim için çok soğuk ve kişiliksiz biriydi. Ben manevi açıdan daha üstün bir hanımı arıyordum. Hayatımın geri kalan on sekiz yılında, kimseye ibadet etmedim. Onun yerine okudum ve araştırdım. Nocturnal, ” -gecelerin akıl ermez hanımı Nocturnal’ı ” adına dindışı bir kitapta rastladım. Kitapta anlatıldığı gibi, onu Ocak Ateşi ayının 3’ünde kutsal gününde çağırdım.
Ve en sonunda uzun zamandır uzun zamandır özlemini çektiğim özel hanımı buldum. Onun labirent gibi karmakarışık olan felsefesini, gizemli acısının kaynağını anlamaya çalıştım. Onun hakkındaki her şey, hatta konuşma şekli ve benden yapmamı istediği şeyler bile karanlık ve gizliydi. Nocturnal’ı asla anlayamayacağım gerçeğini öğrenmem yıllar aldı. Vahşet Boethiah için ya da ihanet Molah Bal için nasıl bir gereklilikse onun gizemi de Nocturnal için bir gereklilikti. Onu ve onun gizli karanlık krallığını anladığını iddia etmek Nocturnal’a büyük bir haksızlık olur. Ben onun engin sırlarını açığa çıkartma çabasının ne kadar boş olduğunun farkına vardım ve onu ne kadar sevsem de onun yerine kız kardeşi Azura’ya yöneldim.
Azura şu anda benim ibadet ettiğim ve müritlerine önem veriyormuş gibi görünen tek daedrik prenses. Molah Bal benim zihnimi istedi, Boethiah benim kollarımı istedi ve Nocturnal muhtemelen benim merak etmemi istedi. Azura ise bunların hepsini ve aynı zamanda da sevgimi istiyor. Bizim sefil kulluğumuzu değil, bizim dürüstlükle ve içtenlikle her yönüyle onunla ilgilenmemizi istiyor. Bizim duygularımızın ibadetlerimizle bağlantılı olması onun için önem arz ediyor. Ve bizim sevgimiz içten ve samimi olmalı. Eğer sadece onu sevip kendimizden nefret edersek o bizim çektiğimiz ıstırabı hisseder.
Bundan böyle benim başka bir hanımım olmayacak.