Çeviren: Mehmet Kardaş
Düzenleme: Mehmet Güder
Hiç kimse, hatta Dagoth-Ur dağının en yaşlı Kara Elf’i ya da Issızkent’in Kadim Bilginin kendisi bile, Orkların Tamriel’de kargaşaya yol açmadığı bir dönemi görmemiştir. Tamriel için, Oblivion’un Daedraları bile, çirkin orklardan daha az bir tehdit oluşturuyor denebilir.
Orklar, öte yandan diğer insanlardan vücut boyutları ile kolayca ayır edilebilir, vahşi domuzumsu özellikleri ve iğrenç kokuları ile tanınabilirler. Sürekli savaşı düşünen, ahlaki değerleri olmayan, çoğunlukla geri zekâlı ve mantıksızdırlar. Şu bir gerçektir ki Tamriel’in medeni ırkları çağlar öncesinden orklari yok etme şansını ellerinde tutmuşlar, ancak yırtıcılık, çeviklik ve kabile bağlılıkları onları ulaşılamaz hedefler haline getirmiştir.
Ork barbarlıklarının hikâyeleri yazılı tarihten önceye dayanır. 1. Çağın 950. Yılında Diagna Birliğinin Daggerfall ve Sentinel’deki ordulara katılması için verdiği emirde, “Hain orkların kendi iğrenç kaleleri Orsinium’da tutmak için körfezde olun… Ve ateşle bir parça temizlenebilmeleri için” seklinde yazdığında her okuyucunun Orkların adiliklerinin farkında olduğunu farz etmişti. Ancak otuz yıl sonra kuşatma sona erdiğinde, Gaiden Shinjiyi de içeren birçok kahramanın ölümü ve Orsinium’un yok edilmesi Orklarin Wrothgarian Dağlarına dağılmasına neden olmuştu. Buna istinaden Jastyaga söyle yazmıştı, “Özgür insanlar eski düşmanlarının yenilip dağılmasına çok sevindiler.” Sonuç olarak, Orklar Iliac körfezini İlk çağın başlarından beri tehdit etmektedirler.